Cumartesi, Mayıs 20

dark side (4) - sanrı

........peki diyorum o zaman, oturup düşünüyorum. hayat karşımda amuda kalktığında yada beni boşverip yangelip yattığında, zamanı gelmiş demektir. başbaşa kalmalı, yalnızlığını karşına alıp konuşmalı..........peki diyorum o zaman, çekip onu karşıma soruyorum. nedir diyorum bu dünyadan giderken götüreceğim? nedir gerçekten sahip olduğum?....... - 'avuç avuç ceplerine doldurabileceğin, sandıklara bavullara sığdırabileceğin, gözlerinin görebildiği, ellerinin tutabildiği hiçbirşey olmayacak yanında. bunların hiçbirine sahip değilsin aslında. bedenin bile sadık kalmayacak sana. kapat gözlerini şimdi, açmadan birdaha bak sahip olduklarına' .........özlemler doluyor içime, ellerim titriyor korkusuz. tatlı bir telaş, hazırlanmalıyım hayat yeniden uyanmadan. açıyorum gözlerimi, yalnızlığım sırıtıyor karşımda. ve anlıyorum, geç kalmışım. biz konuşurken herşeyi duyan hayatı uyuyor sanmışım.

dark side (3) - k.a.r.ı.ş.ı.k.

karma karış oluyorum, kulağımı, burnumu bulamıyorum. ellerim uzanıyor, parmak uçlarım sanki biryerlere dokunacakmış gibi. son nefesime kadar dayanıyorum, sonra... sonra kapanıyorum paramparça kırılmış. öfkem boşluğa bakıyor puslu gözlerle. vücudum kıpırtısız ve beyaz, ruhum akıyor bacaklarımın arasından. ben kaybettim diyorum, bulursun diyorlar, sonra endişeleniyorlar. ama ben korkmuyorum, zararsızım. sadece istemiyorum, umursamıyorum. sonra unutuyorum, giyiyorum yalnızlık giysimi karışıyorum kalabalığın arasına.

dark side (2) - cam

bastırılmış öfkenin şekilsiz prematüre bebekleri, rahat bırakın. bırakın yalnızlığım ağzında hayat geviş getirip dursun. bırakın da benliğim bir sevgili gibi ellerimden tutsun. geçmişin leş yiyicileri, bırakın köpekler gibi ulumayı beynimde, asla dönmem geriye. pislik dolu tırnaklardan anılarım, elbette ellerimin yaptığı işlerden doldu tırnaklarım. şimdi tortop ceplerim, cam kesikleriyle dolu. canım acıyor,,,

dark side - ih(n)tiy(h)ar

ha bir eksik, ha bir fazla ne fark eder diyorum... al beni götür boğaz rüzgarı, dalgalarla örtsün martılar üzerimi. tüm pencereler açık kalsın bu akşam, kimse uyumasın. bir yıldız kayacak gökyüzünde, göz yaşı kadar parlak, iz bırakarak.

open mind

....for a different view

Cuma, Mayıs 19

deep

genellikle ile başlayan cümleler kurmuyorum bu hariç. çünkü genel olan nedir bilmiyorum aslında. benim hiç genelim olmadı, olana da şaşıyorum. bir şey nasıl genel olur, ya olur ya olmazdır. öngörmem, görürüm yada görmem. planlamam, yaparım yada yapmam. ama düşünürüm, bolca düşünürüm. düşündüklerimi sevmem zaman zaman, diğer bana atarım suçu. isim koymam, koyarsam da en son iş olarak yaparım bunu. umursarım yada umursamam, ama kararsız kalmam. kötüyüm kendime karşı, iyi olanın değerini anlıyorum böylece – biraz zor anlarım, yada anlayışım sıra dışı. anlatmaya karar verdim bundan sonra beni bana ve sana. bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama zaten nedene de ihtiyaç yok, neden sorusuna cevap budur soranlara istinaden. yok bende aralar, uçlar var, uçların da sonu yok, derinlerin de dibi. bakalım ne kadar derine inebiliyormuşuz, görelim...

Perşembe, Mayıs 11

i don't question

i just question

Çarşamba, Mayıs 10

küçük bir şey,

Bu yaz bir başka, daha şimdiden - geride kalmış gibi. Sigaramdan, içimdeki boşluğa çaktiğim dumanı salıveriyorum dışımdaki boşluğa, görüyorum boşluğu... yıldızlar karanlığın ortasında gökyüzünde yalnız başlarına parlıyorlar, onlara bakanlarda,,, sonra bir anda unutuyorum. Alnımın ortasında koca bir delikle geçiriyorum bütün geceyi. ...uyuyamıyorum kalkıp şarap içiyorum, kırmızı sonra ölüyorum... biliyorumm bu doğal ölüme intihar diyecekler, cinayet diyecekler, ve sen gerçeği bir tek sen bileceksin, gidişimdeki saflığı,,, 'hiçbirşey' diyorum kendi kendime, sonra yumuşuyorum,,, sonra bir anda unutuyorum,,,,,,,,, ,,,ve bunların hepsi defterin köşesinde unutulmuş küçük bir not yüzünden oluyor... bile diyebiliyorum.

Salı, Mayıs 9

neyi?

gölgelerin arasında dalgalanan perdenin köşesinde saçlarıydı karanlık,,, boşluğuydu uzanmış olan yatağıma,,, sakıncası yoktu. ısınıyordum ya hatta şımarıyordum ya kemiklerime kadar,,, herşey serbestti perdeyi açmakta boşluğa uzanmakta,,, makta,,, makta. gel gör ki kapıdaydı hala ve gözleri de kapalıydı. açtı...

Pazartesi, Mayıs 8

al

böylece herşey bir sonuca varmış oldu, kenardan geri döndü ve yapması gerekeni yaptı. sadece yapması gerekeni, basit olanı,,, hepsi buydu işte hepsi buydu.